Halit Beği Bezikilerinin ilk reisleri hakkında pek bir bilgi bulunmamaktadır.
Ancak meşhur ve tarihe geçmiş ilk reisleri Hasan Âli isminde bir beydir. Hasan
Âli’nin dönemi ile ilgili tarih kitaplarında bir bilgiye rastlamak mümkün
değildir. Vefat edince yerinde iki erkek oğlu kalmıştır. Oğullarından birinin
ismi Şeyhsuvar diğerinin ismi ise Şeker Bey’dir. Bezikiler Şehsuvar Bey
döneminde uzun süre Akkoyunlulara bağlı olarak yaşadı. Akkoyunlu Devleti
dağılınca Bezkiler tekrar Bitlis ve civarına yerleştiler. O dönem aşiretin
reisliğini Şeyhsuvar Bey yapmaya devam etmekte idi. Şeyhsuvar bey Şah İsmail
ile iyi ilişkiler içinde olan biri idi. Hatta Şah’a hizmet etmek üzere oğlu
Halit Bey’i sarayına hizmetli olarak gönderdi. Ve saraya yerleştirmeyi başardı.
Halit Bey kahraman ve zeki bir insandı. Şah İsmail İle her savaşa beraber
katılarak onun kısa zamanda güvenini kazandı. Fakat katıldığı bir savaşta
kollarından birini bir kılıç darbesi ile kaybetti. Şah İsmail kendisine
altından bir kol yaparak taktırdı. Böylece yöre halkı arasında Çolak Halit
olarak tanındı. Şah İsmail; Hınıs, Malazgirt, Ohgan şehirlerini Halit Bey ve
Beziki aşiretine vererek Halit’i bu bölgeye vali olarak atadı. Halit Bey çok
sert mizaçlı bir beydi. Kendisini ziyarete gelenleri bile bazen tehdit ederdi.
Bir gün kendisini ziyarete gelen 8 aşiret reisini konağında kılıçtan geçirdi.
Bu kadar sert mizaçlı olan bu bey sonunda veli nimeti Şah İsmail’e karşı isyan
bayrağı açtı. Sultanlığını ilan ederek adına hutbe okutup para bastırdı. Fakat
Şah İsmail tarafından sıkıştırılınca Yavuz Sultan Selim hana iltica etti. Uzun
bir süre geçmeden Yavuz’un saltanatına da isyan edince Yavuz’u çileden
çıkarttı. O sırada Yavuz, Çaldıran seferi için bölgede bulunuyordu. Bütün
aşiretler Çaldıran seferinde Yavuz’u desteklemelerine rağmen Bezikiler
desteklemedi. Savaştan sonra Çolak Halit’in idam edilmesi kararı verildi. Halit
Bey idam edilerek saltanatına son verildi. Öldüğünde arkasında Üveys ve Veled
adlarında iki erkek evlat bıraktı. Çolak Halit’in üç tane de erkek kardeşi
vardı. Bunlar Rüstem, kubat ve Muhammed bey idiler. Muhammet Bey Ohgan şehri
kaymakamı iken Bitlis beyi ile aralarında çıkan bir savaşta öldürüldü. Muhammed
Bey’in oğlu bölgeyi terk ederek Şah Tahmasb’ın korumaları arasına katıldı.
Çolak Halid’in idamından sonra oğlu Üveys İran devletine iltica etmişti. Şah
Tahmasb, Üveys Bey’e Adilcevaz ve civarını verdi. Üveys Bey bu eyalette üç yıl
kadar reislik yaptı. Daha sonra Tebriz valisi Musa sultanla arası açıldı.
Tebriz valisi ordusunu alarak Adilcevaz’ı muhasara altına aldı. İşinin kötüye
gittiğini gören Üveys Bey Osmanlı hududundaki Kiği şehrine geçerek aşireti ile
oraya yerleşti. Üveys Bey’in böyle Osmanlının toprağına geçerek yerleşmesi
padişahlık tarafından hoş karşılanmadı. Esasen o da babası gibi haksızlığı,
toplumlara sataşmayı nerdeyse ahlak edinmişti. Babasının Osmanlı idaresi
tarafından idam edilmesi ve kendisinin de Osmanlı toprakları içindeki birçok
aşirete zülüm yapması Osmanlının midesini bulandırmıştı. Hiçbir yerde sebat
etmiyor, fırsat buldukça her türlü hile ve gayri ahlaki hareketlerde
bulunuyordu. Bunun tümünü göz önünde bulunduran Osmanlı idaresi Üveys Bey ve
tüm Bezikilerin öldürülmesi ile ilgili bir ferman hazırladı. Ferman hızla
Kanuni Sultan Süleyman tarafından onaylandı. Ferman tatbik edilmek üzere
Kiği’de bulunan Osmanlı komutanı Dürzî Davut Paşa’ya gönderildi. Davut
Paşa Üveys Bey’i ve yakaladığı Beziki ileri gelenlerini kılıçtan geçirdi. Üveys
Bey’in iki oğlu Kılıç ve Zülfikar kaçarak Zırkan aşireti reisi Ahmet Bey’e
sığındılar. Ahmet Bey’in Kanuni Süleyman’la ilişkileri gayet iyi idi. Çeşitli
nameler ve rica arzuhalleri yazıp bu iki çocuğun Türkiye sınırları içinde
yaşamalarına izin verilmesini istirham etti. Ahmet Bey’in bu ricası Kanuni
tarafından kabul edildi. Fakat her iki çocuk 15–16 yaşlarına geldiklerinde
Bezikilerden kılıç artıklarını toplayarak İran topraklarına kaçıp Şah Tahmasb’a
sığındılar. Şah Tahmasb, Zakam kalesi ile Bezikilerin ana bölgesi olan
Pazuki’yi Kılıç Bey’e vererek aşireti ile beraber oraya yerleştirdi. Kılıç Bey
9 yıl kadar bu bölgede reislik yaptı. Ancak şahla beraber katıldığı Gürcistan
seferinden dönerken vefat etti. Yerinde Üveys namında bir küçük oğlu kaldı.
Fakat çok küçük yaşta olduğu için Şah Tahmasb, Pazuki bölgesi beyliğine Kılıç
Bey’in kardeşi Zülfikar Bey’i atadı. Zülfikar Bey çok yaşamadı. Vefat
etti. Bunun üzerine henüz genç yaşta olan Kılıç Bey’in oğlu Üveys Bey Pazuki
bölgesi beyliğine getirildi. Fakat Üveys çok küçük yaşta idi. Kedisine akıl
hocalığı yapmak üzere yine Beziki aşiretinden Yadigâr isimli biri verildi. Çok
geçmeden Üveys’in annesi Yadigâr Bey’in hal ve hareketlerinden kuşkulanmaya
başladı. Bu adam benim oğlumu ortadan kaldıracak düşüncesi ile Şah Tahmasb’ın
yanına şikâyete gitti. Yerine bakan Yadigâr, Bezikilerin ileri gelenlerini
toplayarak ne yapmaları gerektiği hususunda akıl danıştı. Tüm Beziki kabile
büyükleri kendisinin reisliğe devam etmesini istediler. Bu durum Şah Tahmasb
tarafından da kabul gördü. Yadigâr Bey çok laubali içkici, eğlenmeyi seven bir
tipti. Şia olmasına rağmen mezhebi tarafından kabul görmeyen birçok hareketi
ahlak haline getirmişti. Fakat herkesle iyi geçinmeyi çok iyi beceriyordu.
Yadigâr döneminde Baziki aşireti zenginleşti. Refah seviyesi gayet yükseldi.
Hatta civar illerden 2000 nüfuslu bir aşiret Bezikilere iltica ederek onlara
katıldı. Yadigâr 15 yıl kadar reislik yaptıktan sonra vefat etti. Yerine oğlu
Niyaz Bey görevi devraldı. Şah tarafından kendisine Eleşkirt şehrinin
idaresi de verildi. Niyaz Bey de babası gibi şia mezhebine mensuptu. Fakat
babasına göre mezhebinin sınırları dışına daha fazla çıkmaya başladı.
Hatta günah işleme de o kadar ileri gitti ki Osmanlının hudut komutanı Şah Tahmasb’a
bir mektup göndererek. Bu adamın Şia mezhebi adına yaptığı bu çirkin hareketler
eğer bu mezhep tarafından tasvip ediliyorsa biz bu mezhebi nasıl İslam’ın
çerçevesi içinde sayacağız diye sitemde bulundu. Mektubun ihtiva ettiği
bilgiler Şah Tahmasb’ı gayet üzdü. Başta Hınıs aşireti reisi Maksut Bey olmak
üzere birçok aşiret reisini yakalayarak Mevt Kalesi’nde hapse attırdı. Hudut
aşiret beyleri ile Niyaz Bey de görevlerinden alındılar.
Şah
Tahmasb’ın vefatına kadar (1576) durum bu şekilde devam etti. Şah Tahmasb’ın
yerine geçen Şah Sultan Muhammet (1577) Pazuki aşiretini ikiye ayırdı. Şeker
Beği bölümünü Niyaz Bey’in emrine Halit Beği bölümünü de Kılıç Bey’in emrine
verdi. Fakat her iki Beziki reisi arasında bu sefer rekabet başladı. Kılıç Bey
İran’ın meşhur komutanlarından Tokmak Beyi, Niyaz Bey de Emir Han Bey’i
desteklemeye başladı. Niyaz Bey Lala Mustafa Paşa (*) komutasındaki Osmanlı
ordusu İle Emir Han Bey arasında yapılan savaşta Kınığ Çayında boğuldu. Böylece
Bu beylik son buldu.
kaynak:semskiasireti.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder