7 Mart 2013 Perşembe

HALİTBEĞİ BAZİKİLERİ

Halit Beği Bezikilerinin ilk reisleri hakkında pek bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak meşhur ve tarihe geçmiş ilk reisleri Hasan Âli isminde bir beydir. Hasan Âli’nin dönemi ile ilgili tarih kitaplarında bir bilgiye rastlamak mümkün değildir. Vefat edince yerinde iki erkek oğlu kalmıştır. Oğullarından birinin ismi Şeyhsuvar diğerinin ismi ise Şeker Bey’dir. Bezikiler Şehsuvar Bey döneminde uzun süre Akkoyunlulara bağlı olarak yaşadı. Akkoyunlu Devleti dağılınca Bezkiler tekrar Bitlis ve civarına yerleştiler. O dönem aşiretin reisliğini Şeyhsuvar Bey yapmaya devam etmekte idi. Şeyhsuvar bey Şah İsmail ile iyi ilişkiler içinde olan biri idi. Hatta Şah’a hizmet etmek üzere oğlu Halit Bey’i sarayına hizmetli olarak gönderdi. Ve saraya yerleştirmeyi başardı.

 Halit Bey kahraman ve zeki bir insandı. Şah İsmail İle her savaşa beraber katılarak onun kısa zamanda güvenini kazandı. Fakat katıldığı bir savaşta kollarından birini bir kılıç darbesi ile kaybetti. Şah İsmail kendisine altından bir kol yaparak taktırdı. Böylece yöre halkı arasında Çolak Halit olarak tanındı. Şah İsmail; Hınıs, Malazgirt, Ohgan şehirlerini Halit Bey ve Beziki aşiretine vererek Halit’i bu bölgeye vali olarak atadı. Halit Bey çok sert mizaçlı bir beydi. Kendisini ziyarete gelenleri bile bazen tehdit ederdi. Bir gün kendisini ziyarete gelen 8 aşiret reisini konağında kılıçtan geçirdi. Bu kadar sert mizaçlı olan bu bey sonunda veli nimeti Şah İsmail’e karşı isyan bayrağı açtı. Sultanlığını ilan ederek adına hutbe okutup para bastırdı. Fakat Şah İsmail tarafından sıkıştırılınca Yavuz Sultan Selim hana iltica etti. Uzun bir süre geçmeden Yavuz’un saltanatına da isyan edince Yavuz’u çileden çıkarttı. O sırada Yavuz, Çaldıran seferi için bölgede bulunuyordu. Bütün aşiretler Çaldıran seferinde Yavuz’u desteklemelerine rağmen Bezikiler desteklemedi. Savaştan sonra Çolak Halit’in idam edilmesi kararı verildi. Halit Bey idam edilerek saltanatına son verildi. Öldüğünde arkasında Üveys ve Veled adlarında iki erkek evlat bıraktı. Çolak Halit’in üç tane de erkek kardeşi vardı. Bunlar Rüstem, kubat ve Muhammed bey idiler. Muhammet Bey Ohgan şehri kaymakamı iken Bitlis beyi ile aralarında çıkan bir savaşta öldürüldü. Muhammed Bey’in oğlu bölgeyi terk ederek Şah Tahmasb’ın korumaları arasına katıldı. Çolak Halid’in idamından sonra oğlu Üveys İran devletine iltica etmişti. Şah Tahmasb, Üveys Bey’e Adilcevaz ve civarını verdi. Üveys Bey bu eyalette üç yıl kadar reislik yaptı. Daha sonra Tebriz valisi Musa sultanla arası açıldı. Tebriz valisi ordusunu alarak Adilcevaz’ı muhasara altına aldı. İşinin kötüye gittiğini gören Üveys Bey Osmanlı hududundaki Kiği şehrine geçerek aşireti ile oraya yerleşti. Üveys Bey’in böyle Osmanlının toprağına geçerek yerleşmesi padişahlık tarafından hoş karşılanmadı. Esasen o da babası gibi haksızlığı, toplumlara sataşmayı nerdeyse ahlak edinmişti. Babasının Osmanlı idaresi tarafından idam edilmesi ve kendisinin de Osmanlı toprakları içindeki birçok aşirete zülüm yapması Osmanlının midesini bulandırmıştı. Hiçbir yerde sebat etmiyor, fırsat buldukça her türlü hile ve gayri ahlaki hareketlerde bulunuyordu. Bunun tümünü göz önünde bulunduran Osmanlı idaresi Üveys Bey ve tüm Bezikilerin öldürülmesi ile ilgili bir ferman hazırladı. Ferman hızla Kanuni Sultan Süleyman tarafından onaylandı. Ferman tatbik edilmek üzere Kiği’de bulunan Osmanlı komutanı Dürzî Davut Paşa’ya gönderildi.  Davut Paşa Üveys Bey’i ve yakaladığı Beziki ileri gelenlerini kılıçtan geçirdi. Üveys Bey’in iki oğlu Kılıç ve Zülfikar kaçarak Zırkan aşireti reisi Ahmet Bey’e sığındılar. Ahmet Bey’in Kanuni Süleyman’la ilişkileri gayet iyi idi. Çeşitli nameler ve rica arzuhalleri yazıp bu iki çocuğun Türkiye sınırları içinde yaşamalarına izin verilmesini istirham etti. Ahmet Bey’in bu ricası Kanuni tarafından kabul edildi. Fakat her iki çocuk 15–16 yaşlarına geldiklerinde Bezikilerden kılıç artıklarını toplayarak İran topraklarına kaçıp Şah Tahmasb’a sığındılar. Şah Tahmasb, Zakam kalesi ile Bezikilerin ana bölgesi olan Pazuki’yi Kılıç Bey’e vererek aşireti ile beraber oraya yerleştirdi. Kılıç Bey 9 yıl kadar bu bölgede reislik yaptı. Ancak şahla beraber katıldığı Gürcistan seferinden dönerken vefat etti. Yerinde Üveys namında bir küçük oğlu kaldı. Fakat çok küçük yaşta olduğu için Şah Tahmasb, Pazuki bölgesi beyliğine Kılıç Bey’in kardeşi Zülfikar Bey’i atadı.  Zülfikar Bey çok yaşamadı. Vefat etti. Bunun üzerine henüz genç yaşta olan Kılıç Bey’in oğlu Üveys Bey Pazuki bölgesi beyliğine getirildi. Fakat Üveys çok küçük yaşta idi. Kedisine akıl hocalığı yapmak üzere yine Beziki aşiretinden Yadigâr isimli biri verildi. Çok geçmeden Üveys’in annesi Yadigâr Bey’in hal ve hareketlerinden kuşkulanmaya başladı. Bu adam benim oğlumu ortadan kaldıracak düşüncesi ile Şah Tahmasb’ın yanına şikâyete gitti. Yerine bakan Yadigâr, Bezikilerin ileri gelenlerini toplayarak ne yapmaları gerektiği hususunda akıl danıştı. Tüm Beziki kabile büyükleri kendisinin reisliğe devam etmesini istediler. Bu durum Şah Tahmasb tarafından da kabul gördü. Yadigâr Bey çok laubali içkici, eğlenmeyi seven bir tipti. Şia olmasına rağmen mezhebi tarafından kabul görmeyen birçok hareketi ahlak haline getirmişti. Fakat herkesle iyi geçinmeyi çok iyi beceriyordu. Yadigâr döneminde Baziki aşireti zenginleşti. Refah seviyesi gayet yükseldi. Hatta civar illerden 2000 nüfuslu bir aşiret Bezikilere iltica ederek onlara katıldı. Yadigâr 15 yıl kadar reislik yaptıktan sonra vefat etti. Yerine oğlu Niyaz Bey görevi devraldı.  Şah tarafından kendisine Eleşkirt şehrinin idaresi de verildi. Niyaz Bey de babası gibi şia mezhebine mensuptu. Fakat babasına göre mezhebinin sınırları dışına daha fazla çıkmaya başladı.  Hatta günah işleme de o kadar ileri gitti ki Osmanlının hudut komutanı Şah Tahmasb’a bir mektup göndererek. Bu adamın Şia mezhebi adına yaptığı bu çirkin hareketler eğer bu mezhep tarafından tasvip ediliyorsa biz bu mezhebi nasıl İslam’ın çerçevesi içinde sayacağız diye sitemde bulundu. Mektubun ihtiva ettiği bilgiler Şah Tahmasb’ı gayet üzdü. Başta Hınıs aşireti reisi Maksut Bey olmak üzere birçok aşiret reisini yakalayarak Mevt Kalesi’nde hapse attırdı. Hudut aşiret beyleri ile Niyaz Bey de görevlerinden alındılar.
            Şah Tahmasb’ın vefatına kadar (1576) durum bu şekilde devam etti. Şah Tahmasb’ın yerine geçen Şah Sultan Muhammet (1577) Pazuki aşiretini ikiye ayırdı. Şeker Beği bölümünü Niyaz Bey’in emrine Halit Beği bölümünü de Kılıç Bey’in emrine verdi. Fakat her iki Beziki reisi arasında bu sefer rekabet başladı. Kılıç Bey İran’ın meşhur komutanlarından Tokmak Beyi, Niyaz Bey de Emir Han Bey’i desteklemeye başladı. Niyaz Bey Lala Mustafa Paşa (*) komutasındaki Osmanlı ordusu İle Emir Han Bey arasında yapılan savaşta Kınığ Çayında boğuldu. Böylece Bu beylik son buldu.
kaynak:semskiasireti.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder